Kronoloji

Web sitemizin Kronoloji bölümünü, Mehmet Güleryüz’ün yaşamı ve yapıtlarına dair kapsamlı bir bakış açısı sunmak amacıyla periyodik olarak yeni bölümlerle güncelleyeceğiz. Kaynaklarımızı zenginleştirmeye devam ederken bu güncellemeler için takipte kalın.

I. BÖLÜM

Formasyon ve Gelişim (1958 - 1970)

Sanatçının hayatı ve sanatsal kariyeri, 1958'deki eğitim temellerinden 1970'te Paris'e gitmesine kadar olan önemli aşamalara ayrılarak incelenmiştir. Bu dönem, Akademi'ye girişini, profesyonel olarak oyunculuk yapmaya karar vermesini, Akademi'ye geri dönüp eğitimine devam etmesini, mezuniyetini ve askerlik hizmetini kapsar.

Arnavutköy atölyesinde, Aralık 1969 (Fotoğraf: Kaya Sonman) © Mehmet Güleryüz Arşivi

Arnavutköy atölyesinde, Aralık 1969 (Fotoğraf: Kaya Sonman) © Mehmet Güleryüz Arşivi

1958-1962

Akademi

1958 yılında, Güleryüz, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi (İDGSA) Resim Bölümü'ne kabul edilir. Avrupa'dan yeni dönen ve hazırlık desen sınıfında ders vermeye başlayan Neşet Günal’ın Resim Bölümü Atölyesi’ne kaydolur. İkinci yılında, Cemal Tollu Atölyesi’ne geçiş yapar.

Akademi Balosu öncesi Akademi merdivenlerinde, en solda Ergin Kolbek, Şener Akmen, Leyla ve kardeşi. Judo giysili Orhan Büyükdoğan, bir arkadaş Engin Erdoğan, Goldoni oyunu kostümü ile Mehmet Güleryüz, pandomim giysili Metin Talayman, 3 Mart 1959 © Mehmet Güleryüz Arşivi

Akademi Balosu öncesi Akademi merdivenlerinde, en solda Ergin Kolbek, Şener Akmen, Leyla ve kardeşi. Judo giysili Orhan Büyükdoğan, bir arkadaş Engin Erdoğan, Goldoni oyunu kostümü ile Mehmet Güleryüz, pandomim giysili Metin Talayman, 3 Mart 1959 © Mehmet Güleryüz Arşivi

Akademiye girmeden evvel yaptığım işler, diğer öğrencilerin işlerinden farklıydı zaten. Birinci yıl, desen düşüncesine fazla katkıda bulunmadı; bizden istenilenlere kerhen cevap vermekle geçti günler. Kendimde çok büyük bir oluşum da göremedim ve ilk baştaki heyecanım öldü. Coşkumu, daha çok tiyatroyla besliyordum ve tiyatro çalışmaları sırasında sanat üzerine yeterince düşünmemiş olduğumu anlamaya başladım.

Mehmet Güleryüz, "Güldüğüme Bakma", s.105

Güleryüz'ün öğrenci yılları, bireysel ve toplumsal hakları vurgulayan 1961 Anayasası'nın siyasi ve kültürel olarak dinamik dönemine denk gelir. Ancak, Akademi ile olan ilişkisi, Nan Freeman tarafından memnuniyetsizlikle tanımlanır. Güleryüz, özellikle Cézanne’ın figüratif yöntemi ile Léger ve Lhote'un kübist öğelerinin birleşiminden oluşan akıl hocası tarafından teşvik edilen geleneksel akademik yaklaşıma karşı çıkmıştır. Bunun yerine soyutlamaya ilgi duymuş ve 1964 yılı itibarıyla Jackson Pollock ve Willem de Kooning gibi New York'lu Soyut Dışavurumcularının eserlerini, ayrıca Joseph Albers gibi sanatçıların geometrik soyutlamalarını incelemeye başlamıştır. Güleryüz ve İstanbul’daki akranları, özellikle David Hockney ve Jasper Johns gibi sanatçılara ait 1950'lerin sonları ve 1960'ların başlarındaki figüratif sanat akımının ortaya çıkışından habersizdi. Bu farkındalık eksikliği, Güleryüz ve çağdaşlarının yeni bir figüratif tarz geliştirme yolunda kendi yollarını bulmalarına neden olmuştur.

In the Studio, 1960. © Estate of Mehmet Güleryüz

Atölyede, 1960. © Mehmet Güleryüz Arşivi

Photographed by Hamit Kınaytürk, 1959. © Estate of Mehmet Güleryüz

Hamit Kınaytürk tarafından çekilen fotoğraf, 1959. © Mehmet Güleryüz Arşivi

1958-1962 Dönemi Yapıtları

&Kadın Mavi Fon Önünde&, 1960, Tual üzerine yağlıboya, 100 x 70 cm

"Kadın Mavi Fon Önünde", 1960.
Tual üzerine yağlıboya, 100 x 70 cm
Özel koleksiyon

&Viyolonselli Kadın&, 1962, Tual üzerine yağlıboya, 87 x 59 cm

"Viyolonselli Kadın", 1962.
Tual üzerine yağlıboya, 87 x 59 cm
Özel koleksiyon

&Kardeşlik&, 1962, Tual üzerine yağlıboya, 109.5 x 55.5 cm

"Kardeşlik", 1962.
Tual üzerine yağlıboya, 109.5 x 55.5 cm
Özel koleksiyon

1963

Tiyatro

Görsel sanatlara duyduğu artan ilgisine rağmen, Güleryüz tiyatroya olan tutkusunu sürdürmüştür. Akademi yıllarında, Akademi Tiyatrosu'na katılmış ve sonrasında Cep Tiyatrosu'nda Haldun Dormen ve Beklan Algan gibi değerli eğitmenlerle “aktör stüdyolarına”, ve oyunculuk derslerine katılmış önemli tiyatrolarda oyunculuk yeteneğini geliştirir. Tiyatrodaki çalışmaları, özellikle insan formunun, jestlerin ve davranışsal ifadelerin tablolarında nasıl kendini göstereceği konusunda, daha sonraki sanatsal gelişimini derinden etkilemiştir.

Alfred Jarry'nin &Ubu Roi& adlı oyununun Arena Tiyatrosu'nda sahnelenmesi, İstanbul, 1962–63. Soldan sağa: Başar Sabuncu, Ani İpekkaya, Tunca Yönder, Ergin Korkmaz, Tuncer Necmioğlu, Mehmet Güleryüz. © Mehmet Güleryüz Arşivi

Alfred Jarry'nin "Ubu Roi" adlı oyununun Arena Tiyatrosu'nda sahnelenmesi, İstanbul, 1962–63. Soldan sağa: Başar Sabuncu, Ani İpekkaya, Tunca Yönder, Ergin Korkmaz, Tuncer Necmioğlu, Mehmet Güleryüz. © Mehmet Güleryüz Arşivi.

Sanat yapıtının oluşturulmasındaki düşünsel dayanakları ve nedenleri o çalışmalar sırasında ögrendim. Metin çalışmaları öncesinde, seçtiğimiz nesnelerden hareketle kurguyu öğrendik. Düşünceleri hangi nesnede nasıl toplayabileceğimize dair bir dizi araştırma yaptık. Oyunculuk eğitimi için duygular ve bedeni hazırlama, ötesini duyma, yani iç alanın hazırlığı, temrinler...

Mehmet Güleryüz, "Tiyatronun resime etkisi. Actor’s Studio", 1961

1963 yılında Güleryüz, geleneksel akademik eğitimin sınırlarından duyduğu memnuniyetsizlik nedeniyle, yaratıcı araştırmalarını kısıtladığını düşündüğü bu çerçeveyi terk etme yönünde belirleyici bir karar alır. Daha fazla özgürlük arayışıyla, Türkiye’de avangart tiyatronun öncülerinden olan ve Asaf Çiğiltepe tarafından yönetilen ilerici Arena Tiyatro Grubu ile iş birliğine gitti. Grubun ilk oyunu “Übü”de sahne alan Güleryüz, Arena’nın tüm takip eden yapımlarında da rol alırken aynı zamanda bu oyunların kostüm tasarımlarını da üstlenir. Deneyselliği ve yenilikçiliği teşvik eden bir ortamda kendini bulan Güleryüz, öz ifade için yeni yollar keşfeder. Bu dönemde geliştirdiği bakış açıları ve teknikler, daha sonra görsel sanata geçişinde temel bir unsur haline gelir; eserleri, tiyatroda deneyimlediği sınırları zorlayan ruhu yansıtır bir nitelik kazanır.

Tiyatroyu önceliklendirdiği bu dönemde Güleryüz, resim aracılığıyla tam olarak hayata geçiremediği ifade biçimlerini sahne üzerinde izleyicilerle doğrudan iletişim kurarak yönlendirme fırsatı bulmuştur. Bu süreç, aynı zamanda onun döneminin acil ve önemli meseleleriyle daha yakın bir bağ kurmasını sağlamıştır. Tiyatro sahnesinde insan bedeninin sergilediği biçimler, jestler ve davranışlarla şekillenen karakter arketipleri; bu karakterlerin yer aldığı sahne dekoru aracılığıyla geliştirilen çözümler ve sahne alanının kullanımı, ileride yaratacağı yapıtlarda derin bir etkiye sahip olmuştur. Bu unsurlar, toplu olarak, onun sonraki sanat yapıtlarında kendine ifade alanı bulmuştur.

Mehmet Güleryüz, Marcel Ayménin Öteki Adamın Başı adlı eserinde sahne alırken, İstanbul, 1963. © Mehmet Güleryüz Arşivi.

Mehmet Güleryüz, Marcel Aymé'nin "Öteki Adamın Başı" adlı eserinde sahne alırken, İstanbul, 1963. © Mehmet Güleryüz Arşivi.

Make up for

Jaroslav Hašek'in "İyi Asker Švejk" adlı eseri için makyaj, İstanbul, 1963. © Mehmet Güleryüz Arşivi.

Kostüm Tasarımları

&Tiyatro Kostüm Tasarımı&, 1963, Kağıt üzerine karışık teknik, 25 x 15 cm

"Tiyatro Kostüm Tasarımı", 1963.
Kağıt üzerine karışık teknik, 25 x 15 cm

&Tiyatro Kostüm Tasarımı&, 1963, Kağıt üzerine karışık teknik, 25 x 15 cm

"Tiyatro Kostüm Tasarımı", 1963.
Kağıt üzerine karışık teknik, 25 x 15 cm

&Tiyatro Kostüm Tasarımı&, 1963, Kağıt üzerine karışık teknik, 25 x 15 cm

"Tiyatro Kostüm Tasarımı", 1963.
Kağıt üzerine karışık teknik, 25 x 15 cm

&Tiyatro Kostüm Tasarımı&, 1963, Kağıt üzerine karışık teknik, 25 x 15 cm

"Tiyatro Kostüm Tasarımı", 1963.
Kağıt üzerine karışık teknik, 25 x 15 cm

&Tiyatro Kostüm Tasarımı&, 1965, Kağıt üzerine karışık teknik, 24,5 x 12 cm

"Tiyatro Kostüm Tasarımı", 1965.
Kağıt üzerine karışık teknik, 24,5 x 12 cm

&Tiyatro Kostüm Tasarımı&, 1965, Kağıt üzerine karışık teknik, 24,5 x 12 cm

"Tiyatro Kostüm Tasarımı", 1965.
Kağıt üzerine karışık teknik, 24,5 x 12 cm

&Tiyatro Kostüm Tasarımı&, 1965, Kağıt üzerine karışık teknik, 24,5 x 13 cm

"Tiyatro Kostüm Tasarımı", 1965.
Kağıt üzerine karışık teknik, 24,5 x 13 cm

&Tiyatro Kostüm Tasarımı&, 1965, Kağıt üzerine karışık teknik, 24,5 x 11 cm

"Tiyatro Kostüm Tasarımı", 1965.
Kağıt üzerine karışık teknik, 24,5 x 11 cm

&Tiyatro Kostüm Tasarımı&, 1965, Kağıt üzerine karışık teknik, 24,5 x 14 cm

"Tiyatro Kostüm Tasarımı", 1965.
Kağıt üzerine karışık teknik, 24,5 x 14 cm

1963

Şehir Galerisi: Desenler

1963 yazının başında turneden döner dönmez -Bir seri sepya desen yaptım. İlk defa farklı bir medya kullandım: doğrudan suluboya tüpleriyle ıslak kâğıt üzerine çizimler. Renklerin bu biçimde dağılması laviyi andırıyordu. Uzakdoğu resmindeki boşluk meselesini esas aldığım bu resimlerin teması nüler ve enteriyörlerdi. Aynı tekniği kullanarak siyah beyaz desenlerde hıza bağlı ritmi denedim.

Mehmet Güleryüz, &İsimsiz&, 1963, Suluboya kağıdı üzerine tüp ucu ile çizim, sepia, 17,5 x 19 cm.

Mehmet Güleryüz, "İsimsiz", 1963, Suluboya kağıdı üzerine tüp ucu ile çizim, sepia, 17,5 x 19 cm.

O zamanlar, hocalar tarafından hoş karşılanmazdı. Zaten seyirci çok az, alıcı ise hiç yoktu. Sergi açmanın en önemli yani resimlerinizi bir arada görmek ve göstermekti. O resimlerden önemli bir miktarı elimde; bugün baktığımda, eli yüzü düzgün inançlı denemeler olduğunu, izlediğim yolun kimi işaretlerini de barındırdıklarını görüyorum. En önemlisi ne gerektiğini kavramış bir elden çıkmış olmaları.

Mehmet Güleryüz, "Güldüğüme Bakma", s.150

Canan Beykal’a göre bu dönem Güleryüz’ün resminde ...henüz yoldan çıkmamış, hünerli bir el; akademide kendisinden beklenenlere yanıt veren estetik, uyumlu, güzel ve dengeli kompozisyonlar için gerekli olan leke, ritim, biçim, açık-koyu gibi kuralları uygulayacağı bir desenin hizmetindedir.(...)Oysa şaşırtıcı bir keyifle çizebilen Mehmet Güleryüz için desen, bir anlamda, eline egemen olmaksızın, bir yazarın sözcüklerle eğlenmesine benzer biçimde kendiliğinden oluşmalıydı.(...) Geleneksel anlamda atölye deseni düşünülecek olursa yine de 1963 desenlerindeki serbestlik hemen fark edilebilir türdendir. Hatta pek çok kişinin beğenisini kazanabilecek bu tür desenlerinden Mehmet Güleryüz’ün neden vazgeçmiş olduğu hayıflanılarak sorulabilir de.

Beykal, Canan. Mehmet Güleryüz: Desenler 1963-1994 (İstanbul: Galeri Nev, 1994), pp. 22-25
İstanbul Romanya Konsolosluğu resepsiyonunda, Nisan 1963. © Mehmet Güleryüz Arşivi

İstanbul Romanya Konsolosluğu resepsiyonunda, Nisan 1963. Soldan sağa: Seçkin Çağan, Servet Çağan, Mehmet Güleryüz, Genco Erkal, Tunca Yönder. © Mehmet Güleryüz Arşivi.

Staging Ubu Roi at Arena Theatre together with Serpil Gence, 1963

Alfred Jarry'nin Ubu Roi adlı oyununun Arena Tiyatrosu'nda sahnelenmesi, İstanbul, 1963. Mehmet Güleryüz ve Serpil Gence. © Mehmet Güleryüz Arşivi.

1963: Şehir Galerisi - Desenler

&İsimsiz&, 1963, Suluboya kağıdı üzerine tüp ucu ile çizim, sepia, 17,5 x 19 cm

"İsimsiz", 1963.
Suluboya kağıdı üzerine tüp ucu ile çizim, sepia, 17,5 x 19 cm

&İsimsiz&, 1963, Suluboya kağıdı üzerine tüp ucu ile çizim, sepia, 17 x 19 cm

"İsimsiz", 1963.
Suluboya kağıdı üzerine tüp ucu ile çizim, sepia, 17 x 19 cm

&İsimsiz&, 1963, Kağıt üzerine suluboya, 25 x 17 cm

"İsimsiz", 1963.
Kağıt üzerine suluboya, 25 x 17 cm

&İsimsiz&, 1963, Kağıt üzerine suluboya, 16 x 12,5 cm

"İsimsiz", 1963.
Kağıt üzerine suluboya, 16 x 12,5 cm

&İsimsiz&, 1963, Suluboya kağıdı üzerine tüp ucu ile çizim, 19 x 17 cm

"İsimsiz", 1963.
Suluboya kağıdı üzerine tüp ucu ile çizim, 19 x 17 cm

&İsimsiz&, 1963, Suluboya kağıdı üzerine tüp ucu ile çizim, 22,5 x 30,5 cm

"İsimsiz", 1963.
Suluboya kağıdı üzerine tüp ucu ile çizim, 22,5 x 30,5 cm

&İsimsiz&, 1963, Suluboya kağıdı üzerine tüp ucu ile çizim, 30,5 x 22,5 cm

"İsimsiz", 1963.
Suluboya kağıdı üzerine tüp ucu ile çizim, 30,5 x 22,5 cm

&İsimsiz&, 1963, Suluboya kağıdı üzerine tüp ucu ile çizim, 25 x 35 cm

"İsimsiz", 1963.
Suluboya kağıdı üzerine tüp ucu ile çizim, 25 x 35 cm

1963-1965

Akademiye dönüş

In the Istanbul Academy of Fine Arts, together with colleagues, 1965. © Mehmet Güleryüz Arşivi

Mehmet Güleryüz, 1965 yılında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'nde meslektaşlarıyla birlikte. © Mehmet Güleryüz Arşivi.

1963 yılında Akademi’ye geri dönen sanatçı, eğitimine yeniden Cemal Tollu Atölyesi’nde devam etti. Bu dönemde tiyatroda anlatım meselelerine duyduğu ilginin, resim anlayışını da yönlendirdiğini fark ederek soyut çalışmaların ötesine geçip ekspresyonist resme yöneldi. 1963-64 yıllarında figürle doğrudan ilişki kurdu ve koyu tonaliteler içinde figür araştırmalarına başladı. Sanatsal arayışlarının temelinde, Türk işlemelerindeki motiflerin ve Kopt dokumalarının dokusunu resim yüzeyinde yeniden üretme isteği bulunuyordu. Emeraude yeşilleri, vermillon kırmızıları, yoğun boya katmanları ve spatül kullanımıyla oluşturduğu kompozisyonlarda, boya yüzeyinde doku yaratıyor; boyanın kıvamını sürüşle değiştirerek desen esaslı, iç içe geçen insan ve hayvan figürlerine yöneliyordu. Bu çalışmalar, stilize edilmiş yüzey resimleri niteliği taşımakla birlikte, doğrudan kendilerini ele vermeyen bir gizem barındırıyordu. Sanatçı aynı dönemde Afrika ve mağara resimlerinden, primitif stilizasyonun yalınlaştırıcı tavrından esinlendi. Koyu tonlar içinde saklı kalan nü denemeleri de bu süreçteki araştırmalarına dâhildi.

Galatasaray’daki atölyede "Kafkas Tebeşir Dairesi" desen serisine başladım. Brecht’in metnine veya söylemine, hatta oyunun imajlarına tam tekabül etmeyen Uzakdoğu izleri taşıyan hayvan ve insan motifleri yaptım. İlkel, göçebe toplum düzenindeki meseleler, insan yapısı, hayvanlarla beraber yaşama üzerinde durdum. Niye bunları seçtiğimi anlatmak çok zor. Hayvanlar belirgin değildi, metamorfoza uğramış gibiydiler ve fantastik roller oynuyorlardı. Desen dilinde bulduğum farklılıkla adını koyamadığım bir dünya oluşturmak istiyordum. Daha sonraları düşündüğümde belirgin olmayan bir tanımlamayı tercih etmekle, resimde hareketli bir alan açtığımı; oluşan atmosferin şartlanmamış bir biçimini araladığımı anladım. Figürü oluştururken de aynı yolu izledim; birebir gerçeğe bağlı olmayan, ondan yola çıkarak şiiri oluşturabilen bir dil kurduğuma inanıyorum.

Mehmet Güleryüz, "Güldüğüme Bakma", s.187
Mehmet Güleryüz, &Kafkas Tebeşir Dairesi&, 1965, Tual üzerine yağloboya, 75 x 150 cm.<br />
          Oya – Bülent Eczacıbaşı Koleksiyonu, İstanbul Modern Sanat Müzesi / Uzun Süreli Ödünç

Mehmet Güleryüz, "Kafkas Tebeşir Dairesi", 1965, Tual üzerine yağloboya, 75 x 150 cm.
Oya – Bülent Eczacıbaşı Koleksiyonu, İstanbul Modern Sanat Müzesi / Uzun Süreli Ödünç

&5 Genç Ressam& grubunun ilk sergisi, İstanbul Amerikan Haberler Galerisi, 1965. Sağdan sola: Utku Varlık, Oktay Anılanmert, Necati Ayden, Mehmet Güleryüz, Devrim Erbil, sanat eleştirmeni Gültekin Elibal.. © Estate of Mehmet Güleryüz

"5 Genç Ressam" grubunun ilk sergisi, İstanbul Amerikan Haberler Galerisi, 1965. Sağdan sola: Utku Varlık, Oktay Anılanmert, Necati Ayden, Mehmet Güleryüz, Devrim Erbil, sanat eleştirmeni Gültekin Elibal. © Mehmet Güleryüz Arşivi.

Mehmet Güleryüz, İstanbul Amerikan Haberler Galerisi'nde &Sende Vur&un yanında, 1965. © Estate of Mehmet Güleryüz

Mehmet Güleryüz, İstanbul Amerikan Haberler Galerisi'nde "Sende Vur"un yanında, 1965. © Mehmet Güleryüz Arşivi.

1965’te Akademik estetiğe karşı olmak kaydıyla yola çıkarak Utku Varlık, Devrim Erbil, Oktay Anılanmert ve Necati Ayden ile birlikte “5 Genç Ressam” grubunu kurarak iki sergi açarlar.

Semra Germaner, bu yıllarda Türkiye sanatının gelişimini şöyle yorumlar: 1968 yılı dünyada olduğu kadar Türkiye’de de siyasetten kültür yaşamına kadar her alanda derin izler bırakmış bir uyanış ve değişim dönemi olmuştur. Yazın dalında açık etkilerinin izlendiği 1960 - 1970 arasında, plastik sanatlar alanında, o yıllarda etkin soyut sanata bir alternatif olarak Mehmet Güleryüz (1938 İstanbul), Alaettin Aksoy (1942 Trabzon), Komet (Gürkan Coşkun) (1941 Çorum), Utku Varlık (1942 Bolu) ve farklı bir sanatsal kimlik sergilemekle beraber Neş’e Erdok (1940 İstanbul) gibi genç sanatçıların figüratif anlatıma yöneldikleri, yaşama, kendi iç dünyalarına ve toplumsal eleştiriye yönelik bir tavrı yapıtlarında yansıtmak istedikleri anlaşılmaktadır."

Germaner, Semra, Prof. Dr. “1968 Kuşağı Sanatçıları”, in Modern Türk: 20. Yüzyılın İkinci Yarısında Türk Sanatı içinde (İstanbul: İstanbul Sanat Müzesi Vakfı, 2001) s. pp. 63-64.

İstanbul’a Barış Gönüllüsü Programı ile gelen Amerikalı Carol La Motte ile tanışır. Carol, Kocamustafapaşa’da Çocuk Esirgeme Yurdu’nda çalışırken, ülkesine dönmesine kısa bir süre kala ilişkileri başlar. Yine aynı yıl gravür ve litografiye merak salıp Sabri Berkel’in atölyesinde arkadaşlarıyla kaçak çalışmalar yapmaya başlar.

1965 yazında Özer Kabaş ve Mehmet Güleryüz gravüre yoğun bir ilgi duymaya başladılar. Küçük bir preseyle çalışarak, otoportreler ve insan-hayvan karışımı figürlerden oluşan küçük gravürler ürettiler. 1967’de, askere gitmeden önce, Güleryüz çoktan daha sonra desenlerinde geliştireceği figürlerin fikirlerini şekillendirmeye başlamıştı. Bu dönemde, henüz Türkiye’de çalışma izni bulunmayan Carol, her üç ayda bir ülke dışına çıkmak zorundaydı. Atina ya da İtalya’ya yaptığı yolculuklarda gerekli sanat malzemelerini temin ederek geri dönüyor, böylece çiftin sanatsal üretimini destekliyor ve zenginleştiriyordu.

Akademi’deki gravür atölyesinin hocası Sabri Berkel’di. Programda gravür dersleri zorunlu olmamasına rağmen, sanatçı Utku ile birlikte atölyenin müdavimleri hâline geldi. Atölyede kullanılmadan duran, hazine değerinde sayılabilecek Grand Aigle marka büyük forma klasik prese öylesine tutkuyla bağlandılar ki, Sabri Berkel’in soğuk yaklaşımı ve sert uyarıları bile bu ilgiyi azaltamadı.

Aynı dönemde litografi ile de ilgilenmeye başladı. Başlangıçta desen çalışmalarına farklı bir boyut kazandırmak, çizim dilini zenginleştirmek amacıyla denediği litografi, zamanla sanatçının tutkularından biri hâline geldi. 1965 sergisine desenlerin ve boyaların yanı sıra birkaç litografi de dâhil etti. Ayrıca Paris’te düzenlenen Genç Sanatçılar Bienali’ne gravürlerini göndererek bu alandaki üretimlerini uluslararası bir platformda sergiledi.

At the Printmaking Workshop, Istanbul Academy of Fine Arts, 1965. Mehmet Güleryüz. © Estate of Mehmet Güleryüz.

Baskıresim Atölyesinde, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi, 1965. Mehmet Güleryüz. © Mehmet Güleryüz Arşivi.

1963-65: Gravürler

&Eau Forte 3 /20&, 1965, Gravür, 31.5 x 24 cm

"Eau Forte 3 /20", 1965.
Gravür, 31.5 x 24 cm

&8 Ağustos 1966&, 1965, Gravür, 24,5 x 18,5 cm

"8 Ağustos 1966", 1965.
Gravür, 24,5 x 18,5 cm

&İsimsiz 4/10&, 1965, Gravür, 24,5 x 18,5 cm

"İsimsiz 4/10", 1965.
Gravür, 24,5 x 18,5 cm

&İsimsiz E.A&, 1965, Gravür, 23,5 x 17,5 cm

"İsimsiz E.A", 1965.
Gravür, 23,5 x 17,5 cm

&İsimsiz&, 1965, Litografi, 70 x 50 cm

"İsimsiz", 1965.
Litografi, 70 x 50 cm

“Sen de Vur” serisinden Wendy M. K. Shaw şöyle bahseder: “Güleryüz ilerleyen yıllarda da, temsilden vazgeçmeksizin hareketi vurgulamayı sürdürdü. Figürlerin sayfanın tamamına hızlıca çizilmiş, his taşıyan çizgi ve gölgelerden çıktığı, figüre dayalı bir soyutlama biçimi geliştirdi. Desenlerin harekete dayalı doğrudanlıklarına karşın, çizginin değişen kalitesi Güleryüz'ün bu araç özelindeki ustalığının da altını çizer. Bu durum özellikle 1965 tarihli "Sen de Vur" dizisinde son derece belirgindir. Burada, düz, hızlıca çizilmiş çizgiler dolambaçlı, kısa çizgilerden oluşan işaretlerle karışarak, taranmış düğümler olușturur ve bunlar da gevșek liflere ve keyfi çizilmiş halkalara ayrılır. Ince suluboya tabakaları çizgilere hayat vererek, insan ve hayvan figürlerinin kargaşadan çıkmasını sağlar. Ancak düz biçimlere yol açmak yerine, kalın tarama yamalarıyla, arkasında kâğıdı küçük benekler halinde gösteren ince boya tabakası arasındaki karşıtlık, kalıba dökülmüş figürlerin, çizgilerin düzensizliğinden sıyrılıp ortaya çıkmasını sağlayan derin bir gölge duygusu yaratır. Tıpkı aklımızın, bir duş kabininin kapısındaki buhar izlerinden,yahut ahşap ya da mermer bir zemindeki izlerden figürler yaratarak bize oyun oynaması gibi, bu figürler de tanınmanin sınırında durmaya katlanırlar.”

Shaw, Wendy M. K. Mehmet Güleryüz Retrospektif 1958-2008 (İstanbul: İş Bankası Kültür Yayınları, 2009) s. pp. 28-29

Bireysel ve sosyal düşünme süreçleri ve daha önce yapılan bazı tanımlar burada çok önemli rol oynuyor. Henüz ortaya çıkmamış, ama sezdiğimiz bazı gerilim alanları oluşuyor; mesela 1965’te yaptığım Sende Vur isimli resmin yeraldığı seride toplumun ve benim itildiğimiz köşe… Büyük bir öfke hissediyor ve tepkisel davranma, isyan etme ihtiyacı duyuyordum. O günlerde Türk resminde böyle bir resim tavrı ve cinsellikle ilgili işaretler yoktu. Figürlerin açılımına cinsel organların gösterimini de kattım. Çizdiğim figürler cinsiyetleri olan yaratıklardı.

Mehmet Güleryüz, "Güldüğüme Bakma", s.164

1965 Karma Sergiler

  • TMTF Barış Festivali, Istanbul, Türkiye
  • Devlet Resim ve Heykel Yarışması Sergisi, Istanbul, Türkiye
  • Devlet Resim ve Heykel Yarışması Sergisi, Ankara, Türkiye
  • 1965 5. Genç Tanatçılar Bienali, Paris, Fransa

1963-65: Seçilmiş Yapıtlar

&Kafkas Tebeşir Dairesi I&, 1964, Tual üzerine yağlıboya, 88,5 x 130,5 cm

"Kafkas Tebeşir Dairesi I", 1964.
Tual üzerine yağlıboya, 88,5 x 130,5 cm
İstanbul Resim ve Heykel Müzesi

&Dance of Skinned Figures II&, 1965, Tual üzerine yağlıboya, 100 x 70 cm

"Dance of Skinned Figures II", 1965.
Tual üzerine yağlıboya, 100 x 70 cm

&Atölye&, 1965, Tual üzerine yağlıboya, 81 x 65 cm

"Atölye", 1965.
Tual üzerine yağlıboya, 81 x 65 cm
Özel koleksiyon

&Peyzaj&, 1965, Tual üzerine yağlıboya, 81 x 65 cm

"Peyzaj", 1965.
Tual üzerine yağlıboya, 81 x 65 cm
Özel koleksiyon

&Sen de Vur&, 1965, Tual üzerine yağlıboya, 130 x 90 cm

"Sen de Vur", 1965.
Tual üzerine yağlıboya, 130 x 90 cm
T.C. Merkez Bankası

&Hayvan ve İnsan&, 1965, Tual üzerine yağlıboya, 90 x 65 cm

"Hayvan ve İnsan", 1965.
Tual üzerine yağlıboya, 90 x 65 cm
Özel koleksiyon

1966

Mezuniyet

1966 yılı Mezuniyet Yarışması’na, kendine özgü ilk figüratif çalışması “Manav” ile katılır ve birinci olarak Akademi’yi tamamlar.

Manav, Tual üzerine yağlıboya, 1966

"Manav", Tual üzerine yağlıboya, 1966, 118 x 93 cm

Özel koleksiyon

1966 Karma Sergiler

  • Günümüz Türk Sanatı, Ben & Abby Grey Vakfı, Minneapolis, ABD
  • Çağdaş Türk Sanatı, Ben & Abby Grey Vakfı, İstanbul, Türkiye
  • Çağdaş Türk Ressamları Derneği Sergisi, İstanbul, Türkiye
  • Beş Genç Ressam, İstanbul, Türkiye

1966 Kişisel Sergi

  • Alman Kültür Merkezi, İstanbul, Türkiye

1966 Bienal

  • 5. Tahran Bienali, Tahran, İran

Güleryüz’ün Akademi’nin son yıllarına denk gelen 1960’lar ortası ve sonundaki resimleri, Nan Freeman’a göre kendi kuşağının ruhunu uygun ama kendine özgü kaygıları yansıtacak figüratif bir üslup geliştirmeye çalıştığını gösteren eserlerdir.

Freeman, Nan. a.g.e. ibid. s. pp. 37-38
Mehmet Güleryüz, Adnan Çoker, Özdemir Altan, Hasan Kavruk. 29 Kasım 1966. © Estate of Mehmet Güleryüz

Mehmet Güleryüz, Adnan Çoker, Özdemir Altan, Hasan Kavruk. 29 Kasım 1966. © Mehmet Güleryüz Arşivi.

1966 Türk Alman Kültür Derneği Sergisi
Türk Alman Kültür Derneğinden sergi teklifi geldi.Uzun süreden beri derneğin başında Bedri Rahmi’nin kızkardeşi Mualla Eyüboğlu’nun eşi Dr.Anheger vardı. Daha çok o dönemin profesyonellerini sergiliyorlardı. Cihat Burak, Tektaş Ağaoğlu, Nil Yalter, Nejat Devrim, vs. Türk resminde kımıltının başladığı bir dönemdi. Akademiyi bitirmeme daha bir yıl varken ikinci sergiyi yapabilmek, üstelik oraya davet edilen ilk öğrenci olmak benim için çok önemliydi. Sergi çok ilgi çekti. Orada sergilenen resimlerden ikisi, 90’lı yıllarda Merkez Bankası Koleksiyonu’na alındı, "Kafkas Tebeşir Dairesi" serisinin desenleri ve 1965 yağlıboyalar vardı.

Mehmet Güleryüz, "Güldüğüme Bakma", p.164

1966: Desenler ve Gravürler

Mehmet Güleryüz

Açılış Davetiyesi, 1966.
© Mehmet Güleryüz Arşivi

&İsimsiz 1/15&, 1966, Gravür, 18 x 14 cm

"İsimsiz 1/15", 1966.
Gravür, 18 x 14 cm

&8 Ağustos 1966&, 1966, Gravür, 24 x 18,5 cm

"8 Ağustos 1966", 1966.
Gravür, 24 x 18,5 cm

&İsimsiz 2/10 11/30&, 1966, Gravür, 31,5 x 24 cm

"İsimsiz 2/10 11/30", 1966.
Gravür, 31,5 x 24 cm

&İsimsiz&, 1966, Suluboya kağıdı üzerine bambu kalem, siyah çini, 49,8 x 34,5 cm

"İsimsiz", 1966.
Suluboya kağıdı üzerine bambu kalem, siyah çini, 49,8 x 34,5 cm

&Diploma Konkur Eskizi&, 1966, Suluboya kağıdı üzerine bambu kalem, siyah çini, 49,8 x 34,5 cm

"Diploma Konkur Eskizi", 1966.
Suluboya kağıdı üzerine bambu kalem, siyah çini, 49,8 x 34,5 cm

&Diploma Konkur Eskizi&, 1966, Suluboya kağıdı üzerine bambu kalem, siyah çini, 50 x 34,5 cm

"Diploma Konkur Eskizi", 1966.
Suluboya kağıdı üzerine bambu kalem, siyah çini, 50 x 34,5 cm

&10 Haziran 1966&, 1966, Suluboya kağıdı üzerine bambu kalem, siyah çini, 50 x 35 cm

"10 Haziran 1966", 1966.
Suluboya kağıdı üzerine bambu kalem, siyah çini, 50 x 35 cm

&İsimsiz&, 1966, Suluboya kağıdı üzerine bambu kalem, siyah çini, 30 x 47,7 cm

"İsimsiz", 1966.
Suluboya kağıdı üzerine bambu kalem, siyah çini, 30 x 47,7 cm

&25 Kasım 1966&, 1966, Suluboya kağıdı üzerine bambu kalem, siyah çini, 50 x 34,5 cm

"25 Kasım 1966", 1966.
Suluboya kağıdı üzerine bambu kalem, siyah çini, 50 x 34,5 cm

1967-1969

Askerlik Hizmeti

1967 yılının Ekim ayına kadar askerlik nedeniyle resim yapamayacağını, bu iki yılın ondan koparılacağını ve bir boşluk yaşayacağını düşünerek resme daha sıkı sarıldı. Dolu dizgin bir çalışmayla anlatım yönünden kendini serbest bıraktı. Bu dönemde “Aynanın İçinden”, “Aile”, Kadın serisinin ilk resmi ve “Kuzu ve Çıplak” ortaya çıktı.

Söz konusu çalışmalar; hızlı, enerjik, güncel meselelere yaklaşan, fantastik alandan yola çıkan ve gerçeküstüne dokunan resimlerdi. Sanatçı, 1965’teki insan-hayvan buluşmasının ve yüzülmüş tenin etkisini arıyordu. O sıralarda, resimde güncel sorunlarla ilgilenmenin sıradan bir tutum olduğu yönünde görüşler hakimdi. Buna karşılık, o kendi iç kurgularını, ironik yaklaşımını ve sosyal yapıya yönelttiği eleştiriyi daha da yükseltmek ve netleştirmek istiyordu.

In the workshop, 1967. © Estate of Mehmet Güleryüz

Arnavutköy atölyesinde, 1967. © Mehmet Güleryüz Arşivi

Aynanın İçinden, Tual üzerine yağlıboya, 1967

"Aynanın İçinden", Tual üzerine yağlıboya, 1967, 81 x 65 cm

Özel koleksiyon

Aynanın İçinden o dönemin ilk resmi oldu. Tablonun sağında aynalı dolap; aynada görünen portreler aynanın karşısında duran yașlı fahişeyle konuşuyorlar; solda Kuledibi eskiciler çarşısının atmosferi ve inekle ilişkiye girmiş yeşil takkeli çıplak bir adam.

Mehmet Güleryüz, "Güldüğüme Bakma", p.215
Kuzu ve Çıplak, Tual üzerine yağlıboya, 1967

"Kuzu ve Çıplak", Tual üzerine yağlıboya, 1967, 71 x 82 cm

İstanbul Resim ve Heykel Müzesi

Kuzu ve Cıplak, cinsel baskıyı, kadının zorlanmasını ele alan resimlerin ilki. O sıralar cinsellik, beden, ten birincil meselem hâlini almıştı ve tiyatro çalışmaları sırasında oyun yazarlığı hocamın şu sözünü benimsemiştim: Seni en çok ilgilendiren neyse, ondan bahset!

Mehmet Güleryüz, "Güldüğüme Bakma", p.215

“1960’ların ikinci yarısından itibaren Güleryüz masallar anlattığı resimlerinin ilk örneklerini vermeye başlar. Bunlar, hem fantastik hem de gerçekçi görüntülerden oluşan eğretilemelerin yanı sıra çoklu anlamlar taşıyan ve bu anlamlardan bazılarının sanatçının içinde yer aldığı toplumsal düzenin eleştirileri olduğu, gerçek ya da düşsel bir yerel bağlama oturtulmuş resimlerdir.”

Freeman, Nan. a.g.e ibid. s. p. 41

1967-69: Yağlı Boyalar

&Kadın I&, 1967, Tual üzerine yağlıboya, 70 x 60 cm

"Kadın I", 1967.
Tual üzerine yağlıboya, 70 x 60 cm
Özel koleksiyon

&Tutku&, 1967, Tual üzerine yağlıboya, 82 x 71 cm

"Tutku", 1967.
Tual üzerine yağlıboya, 82 x 71 cm
Özel koleksiyon

&Abazan&, 1967, Tual üzerine yağlıboya, 100 x 70 cm

"Abazan", 1967.
Tual üzerine yağlıboya, 100 x 70 cm
Özel koleksiyon

&Kuzu ve Çıplak&, 1967, Tual üzerine yağlıboya, 71 x 82 cm

"Kuzu ve Çıplak", 1967.
Tual üzerine yağlıboya, 71 x 82 cm
İstanbul Resim ve Heykel Müzesi

&Aynanın İçinden&, 1967, Tual üzerine yağlıboya, 81 x 65 cm

"Aynanın İçinden", 1967.
Tual üzerine yağlıboya, 81 x 65 cm
Özel koleksiyon

&Çadır Tiyatrosu&, 1968, Tual üzerine yağlıboya, 150 x 150 cm

"Çadır Tiyatrosu", 1968.
Tual üzerine yağlıboya, 150 x 150 cm
T.C. Merkez Bankası

&Aile&, 1968, Tual üzerine yağlıboya, 105 x 92 cm

"Aile", 1968.
Tual üzerine yağlıboya, 105 x 92 cm
Özel koleksiyon

&Dansöz&, 1969, Tual üzerine yağlıboya, 74 x 65 cm

"Dansöz", 1969.
Tual üzerine yağlıboya, 74 x 65 cm
Özel koleksiyon

1966–67 yıllarında Özer Kabaş ile birlikte bastığı gravürler ve Bursa’da yaptığı desenler, sanatçının üretiminde önemli bir dönüm noktası oldu. Gravürlerle desenler arasındaki bağlantı, desenin bağımsız bir ifade dili olarak kullanılması, desenler arasındaki ilişkiler ve cinsellik temasının belirginleşmesi büyük ilgi uyandırdı. Tensel atmosferin ve onun enerjisinin resim diline yansıması, dönemin sanatsal bakışı içinde oldukça ileri ve cüretkâr yaklaşımlar arasında değerlendirildi. Bu serginin sanatçı açısından en önemli yanı, askerlik sürecinde baştan kabullenilmiş olan kopuşu aşabilmek ve resim yapmayı sürdürebilmekti.

1967-69: Gravürler ve Desenler

&İsimsiz E.A&, 1967, Gravür, 17,8 x 23 cm

"İsimsiz E.A", 1967.
Gravür, 17,8 x 23 cm

&İsimsiz 2/20&, 1967, Gravür, 17,5 x 24,5 cm

"İsimsiz 2/20", 1967.
Gravür, 17,5 x 24,5 cm

&Rakkasei Cihan Necmiye&, 1967, Gravür, 23 x 18 cm

"Rakkasei Cihan Necmiye", 1967.
Gravür, 23 x 18 cm

&İsimsiz 2/20&, 1967, Gravür, 11,5 x 9 cm

"İsimsiz 2/20", 1967.
Gravür, 11,5 x 9 cm

&La Vie est Une Belle Fille&, 1967, Gravür, 13,5 x 11,5 cm

"La Vie est Une Belle Fille", 1967.
Gravür, 13,5 x 11,5 cm

&11 Mayıs 1967 1/1&, 1967, Gravür, 38 x 53 cm

"11 Mayıs 1967 1/1", 1967.
Gravür, 38 x 53 cm

&İsimsiz 2/15&, 1967, Gravür, 34 x 21 cm

"İsimsiz 2/15", 1967.
Gravür, 34 x 21 cm

&İsimsiz E.A&, 1967, Gravür, 31,5 x 24 cm

"İsimsiz E.A", 1967.
Gravür, 31,5 x 24 cm

&İsimsiz 5/30&, 1967, Gravür, 31,5 x 24 cm

"İsimsiz 5/30", 1967.
Gravür, 31,5 x 24 cm

&İsimsiz&, 1967, Suluboya kağıdı üzerine bambu kalem, siyah çini, 50 x 34,5 cm

"İsimsiz", 1967.
Suluboya kağıdı üzerine bambu kalem, siyah çini, 50 x 34,5 cm

&İsimsiz&, 1967, Fotograf kağıdı üzerine çini, 27 x 20 cm

"İsimsiz", 1967.
Fotograf kağıdı üzerine çini, 27 x 20 cm

&Mayıs 1967&, 1967, Kağıt üzerine bambu kalem, siyah çini, 35 x 25 cm

"Mayıs 1967", 1967.
Kağıt üzerine bambu kalem, siyah çini, 35 x 25 cm

&İsimsiz&, 1967, Kağıt üzerine çini, bambu kalem, 26,5 x 23,5 cm

"İsimsiz", 1967.
Kağıt üzerine çini, bambu kalem, 26,5 x 23,5 cm

&Şubat 1967&, 1967, Kağıt üzerine çini, bambu kalem, 26,5 x 23,5 cm

"Şubat 1967", 1967.
Kağıt üzerine çini, bambu kalem, 26,5 x 23,5 cm

&İsimsiz&, 1967, Kağıt üzerine çini, bambu kalem, 26,5 x 23,5 cm

"İsimsiz", 1967.
Kağıt üzerine çini, bambu kalem, 26,5 x 23,5 cm

&Mart 1969 Bursa&, 1969, Kağıt üzerine çini, bambu kalem, 25 x 35,5 cm

"Mart 1969 Bursa", 1969.
Kağıt üzerine çini, bambu kalem, 25 x 35,5 cm

&21 Nisan 1969 Bursa&, 1969, Kağıt üzerine çini, bambu kalem, 25 x 36 cm

"21 Nisan 1969 Bursa", 1969.
Kağıt üzerine çini, bambu kalem, 25 x 36 cm

&21 Nisan 1969 Bursa&, 1969, Kağıt üzerine çini, bambu kalem, 25 x 36 cm

"21 Nisan 1969 Bursa", 1969.
Kağıt üzerine çini, bambu kalem, 25 x 36 cm

&28 Nisan 1969 Bursa&, 1969, Kağıt üzerine marker, 28,5 x 21 cm

"28 Nisan 1969 Bursa", 1969.
Kağıt üzerine marker, 28,5 x 21 cm

&13 Mayıs 1969 Bursa&, 1969, Kağıt üzerine tarama ucu, siyah çini mürekkebi, 28,5 x 25 cm

"13 Mayıs 1969 Bursa", 1969.
Kağıt üzerine tarama ucu, siyah çini mürekkebi, 28,5 x 25 cm

&14 Mayıs 1969 Bursa&, 1969, Kağıt üzerine çini, bambu kalem, 25 x 36 cm

"14 Mayıs 1969 Bursa", 1969.
Kağıt üzerine çini, bambu kalem, 25 x 36 cm

&14 Mayıs 1969 Bursa&, 1969, Kağıt üzerine çini, bambu kalem, 25 x 34,7 cm

"14 Mayıs 1969 Bursa", 1969.
Kağıt üzerine çini, bambu kalem, 25 x 34,7 cm

&15 Mayıs 1969 Bursa&, 1969, Kağıt üzerine çini, bambu kalem, 25 x 35 cm

"15 Mayıs 1969 Bursa", 1969.
Kağıt üzerine çini, bambu kalem, 25 x 35 cm

&15 Mayıs 1969 Bursa&, 1969, Kağıt üzerine çini, bambu kalem, 25 x 36 cm

"15 Mayıs 1969 Bursa", 1969.
Kağıt üzerine çini, bambu kalem, 25 x 36 cm

&15 Haziran 1969 Bursa&, 1969, Kağıt üzerine mürekkep, kurşun kalem, 21 x 15 cm

"15 Haziran 1969 Bursa", 1969.
Kağıt üzerine mürekkep, kurşun kalem, 21 x 15 cm

&Bursa 1969&, 1969, Kağıt üzerine çini, bambu kalem, 25 x 36 cm

"Bursa 1969", 1969.
Kağıt üzerine çini, bambu kalem, 25 x 36 cm

&Bursa 1969&, 1969, Kağıt üzerine çini, bambu kalem, 25 x 36 cm

"Bursa 1969", 1969.
Kağıt üzerine çini, bambu kalem, 25 x 36 cm

&İsimsiz&, 1969, Kağıt üzerine çini, bambu kalem, 25 x 36 cm

"İsimsiz", 1969.
Kağıt üzerine çini, bambu kalem, 25 x 36 cm

&İsimsiz&, 1969, Kağıt üzerine çini, bambu kalem, 30,2 x 22,5 cm

"İsimsiz", 1969.
Kağıt üzerine çini, bambu kalem, 30,2 x 22,5 cm

&İsimsiz&, 1969, Kağıt üzerine çini, bambu kalem, 32 x 25,5 cm

"İsimsiz", 1969.
Kağıt üzerine çini, bambu kalem, 32 x 25,5 cm

&İsimsiz&, 1969, Kağıt üzerine marker, 23,5 x 20 cm

"İsimsiz", 1969.
Kağıt üzerine marker, 23,5 x 20 cm

1968

Taksim Sanat Galerisi, İstanbul sergisi

İki salondan birinde benim, diğerinde de Aktedron Fikret’in, yani Fikret Andoğlu’nun resimleri vardı. O sergi ikimiz içinde keyifli oldu; birbirimizi daha iyi tanıdık. Onunla ilgili kısa bir film yapmak istemiştim bir ara. Aktedron da filmdeki ilham perisi rolünü üstlenecek: İlham perisi bir ressama gidiyor, fakat ressam evde yok. Ertesi sabah o ressamı listeden çıkarıyor. ama bir bakıyor ki not defterinde başka isim kalmamış. Sanatçı aramaya başlıyor. O'na da anlattım kıs kıs güldü, "Yaparız, yaparız !" dedi.

Çevresine yayılan ince ışıkta bulduğum farklılık duygusu, "İlham perisi olsa olsa böyle biridir" düşüncesini uyandırıyordu bende. Sanat duygusu, sezgisi sayesinde ulaşılması zor kaynakları kavramıştı. Konesorlüğü de bu yolda gelişmiş, üstün sezgileriyle doğrulamıştı kendini. Hocalarımın arasında sayacağım isimlerden biri de Aktedron’dur. O'nun gibi hocalar öğrettiklerinin farkına varmazlar bile.

Mehmet Güleryüz, "Güldüğüme Bakma", s.233-234-235
Sergi haberlerini içeren dönem gazete kupürü, 1968. © Mehmet Güleryüz Arşivi

Sergi haberlerini içeren dönem gazete kupürü, 1968. © Mehmet Güleryüz Arşivi

Fikret Andoğlu ile sergi alanında, 1968. © Mehmet Güleryüz Arşivi

Fikret Andoğlu ile sergi alanında, 1968. © Mehmet Güleryüz Arşivi

Atölyede Alaettin Aksoy ve İlgi Adalan ile birlikte, 1968. © Mehmet Güleryüz Arşivi

Atölyede Alaettin Aksoy ve İlgi Adalan ile birlikte, 1968. © Mehmet Güleryüz Arşivi

1970

Taksim Sanat Galerisi, İstanbul sergisi

On yedi kadar yağlıboya vardı. Bunlardan biri şimdi Resim Heykel Müzesi Koleksiyonu'nda. Müze için resim alma yetkisi Sabri Berkel’deydi ve sergiden resim seçiyordu. Seçilen resim, koyun başlı bir kadın figürüne ata biner gibi oturan eli bıçaklı bir erkek figürü, erkek baskısını simgeleyen bir kompozisyon: "Kuzu ve Çıplak"

Mehmet Güleryüz, "Güldüğüme Bakma", s.215
Exhibition invitation, 1970. © Estate of Mehmet Güleryüz

Sergi davetiyesi, 1970. © Mehmet Güleryüz Arşivi

Taksim Sanat Galerisi sergisinden görünüm, İstanbul, 1970. © Mehmet Güleryüz Arşivi

Taksim Sanat Galerisi sergisinden görünüm, İstanbul, 1970. © Mehmet Güleryüz Arşivi

In the Arnavutköy studio, December, 1969 (Photograph by Kaya Sonman) © Estate of Mehmet Güleryüz

Arnavutköy atölyesinde, Aralık 1969 (Fotoğraf: Kaya Sonman). © Mehmet Güleryüz Arşivi

1970 kışıydı. Kasvetli, yağmurlu bir sabah, sınava gitmek için Bebek'ten troleybüse bindim. Biletçi, arka kapının hemen girişinde sağda oturur, önünde açılır kapanır bir tezgâh olur, girene bilet keserdi. Gözüm biletçiye takıldı. Devasa, ağır bir kütle, gri sarı yüz; hafif traşlı, bıyıksız. İçinde deri yelek, üstünde gri kaput, boynunda para çantası ve dizlerinde tahta bilet kutusu, ayağında mest üzerine giyilmiş lastikler ve şapkasında metalik rakamlarla yazılmış numara- Beş yüz vs. Hüzün abidesi gibi! Donup kaldım; Fındıklı'ya kadar onu seyrettim. Ona bakarak indim troleybüsten. "Yarabbim uygun bir konu verseler de bu adamı yapsam!"diyordum içimden. Konu verildi: Hayattan Bir Sahne". Her şeyi anlatırsam resmi yapamam diye sadece kabaca işaretleri koyup eskizi teslim ettim. Barajı geçtikten sonra biletçiyi bir günde bitirdim. Arkadaki boşluğu kaale almadım. Daha sonra, kendi çocukluğumda annem ile babam arasındaki gidiş gelişleri taşıdım biletçinin arkasına. Boş sarı atmosferde yaşlı bir kadın; siluet halindeki çocuk kadına yaslanmış. Resim jüriden tam not aldı.

Mehmet Güleryüz, "Güldüğüme Bakma", p.247
Troleybüs Biletçisi, Tual üzerine yağlıboya, 1970

"Troleybüs Biletçisi", Tual üzerine yağlıboya, 1970, 130 x 96 cm

Özel koleksiyon

1970: Desenler

&Paris 1970&, 1970, Kağıt üzerine ekolin, 32 x 23,5 cm

"Paris 1970", 1970.
Kağıt üzerine ekolin, 32 x 23,5 cm

&10 Eylül 1970 Paris&, 1970, Kağıt üzerine ekolin, 32 x 23,5 cm

"10 Eylül 1970 Paris", 1970.
Kağıt üzerine ekolin, 32 x 23,5 cm

&10 Eylül 1970 Paris&, 1970, Kağıt üzerine ekolin, 32 x 24 cm

"10 Eylül 1970 Paris", 1970.
Kağıt üzerine ekolin, 32 x 24 cm

&10 Eylül 1970 Paris&, 1970, Kağıt üzerine ekolin, 32 x 24 cm

"10 Eylül 1970 Paris", 1970.
Kağıt üzerine ekolin, 32 x 24 cm

&Septembre 1970 Paris&, 1970, Kağıt üzerine ekolin, 32 x 24 cm

"Septembre 1970 Paris", 1970.
Kağıt üzerine ekolin, 32 x 24 cm

&1970 Paris&, 1970, Kağıt üzerine ekolin, 32 x 24 cm

"1970 Paris", 1970.
Kağıt üzerine ekolin, 32 x 24 cm

&Paris 1970&, 1970, Kağıt üzerine ekolin, 31,5 x 24 cm

"Paris 1970", 1970.
Kağıt üzerine ekolin, 31,5 x 24 cm

&7 August 1970 Paris&, 1970, Kağıt üzerine ekolin, 32 x 24 cm

"7 August 1970 Paris", 1970.
Kağıt üzerine ekolin, 32 x 24 cm

&Paris 1970&, 1970, Kağıt üzerine ekolin, 40,5 x 30,5 cm

"Paris 1970", 1970.
Kağıt üzerine ekolin, 40,5 x 30,5 cm

&Paris 1970&, 1970, Kağıt üzerine suluboya, 40 x 30 cm

"Paris 1970", 1970.
Kağıt üzerine suluboya, 40 x 30 cm